Defne, yatalak babaannesi Reyhan ile birlikte sessiz ve sade bir yaşam sürmektedir. Ancak Reyhan’ın bakımı her geçen gün daha da zorlaşınca Defne, çareyi bir ilan vererek yatılı bir bakıcı tutmakta bulur. Kısa süre sonra hayatlarına bakıcı Şeriman girer. Şeriman, yıllardır yaşlılara bakıcılık yapmaktadır; ancak bakımı altındaki herkes, hayatının son günlerini tarif edilemez acılar ve korkular içinde geçirmiştir. Çünkü Şeriman, annesinden kalan lanetli bir mirası taşımaktadır: Kötücül varlıklarla birlikte yaşar ve onları kontrol etmek yerine, onların karanlık emirlerine boyun eğer. Şeriman’ın gelişinden kısa bir süre sonra evde açıklanamayan, ürpertici olaylar baş gösterir. Reyhan, yatalak ve konuşamaz halde olduğu için Defne’yi bu tehlike hakkında uyaramaz. Ancak bir süre sonra Defne de bu karanlık varlıkların varlığını hissetmeye başla ama yine de sebebin Şeriman olduğunu anlayamaz. Geceler geçtikçe kabuslar artar. Şeriman bir yandan bakıcılık yaparken, diğer yandan gizli büyüler, adaklar ve karanlık ritüellerine devam eder. Şüpheleri artan Defne, Şeriman’ı takip etmeye ve geçmişini araştırmaya başlar. Ancak net bir sonuca ulaşamaz. Tehlikenin giderek büyüdüğünü hisseden Defne, sonunda Şeriman’ı evden uzaklaştırmaya karar verir, ama bu, Şeriman’ın öfkesini üzerine çekmekten başka bir işe yaramaz. Artık Şeriman yalnızca Reyhan’ın ruhunu ele geçirmekle kalmak istemez, evin tamamını karanlık bir hapishaneye dönüştürür.